İçerik

Görseller dizini

Resim 1: Saç rengine bağlı olarak toplam folikül sayısı. (Kaynak: Kendi görselimiz)
Resim 2: Düz (sol) ve dalgalı (sağ) saçların kafa derisinin görülmesi üzerindeki görsel etkisi. (Kaynak: Kendi görselimiz)
Resim 3: Crosspunch yöntemi ve saç çelengine etkileri. (Kaynak: Kendi görselimiz)
Resim 4: Crosspunch yönteminin açıklanması (Kaynak: Kendi görselimiz)
Resim 8-11: Saç transplantasyonundan önce- sonra fotoğrafları

Ön söz

Sayın Okuyucu,

Bu makale ile size tarafımca yeni geliştirilmiş otojen saç transplantasyonu yöntemiCrosspunch ile estetik açıdan oldukça cazip tedavi sonuçları elde edilebileceğini kısa bir şekilde göstermek istiyorum. Bunun için size Crosspunch yönteminin diğer yöntemlerden nasıl ayrıldığını ve bu yöntemin hangi saç tipleri için özellikle uygun olduğunu açıklamadan önce öncelikle otojen saç transplantasyonunu gerektiren endikasyonlar ele alınmalıdır. Böylece daha fazla bilgi almak istemeniz durumunda aşağıda yer alan makalenin benimle gerçekleştireceğiniz danışmanlık görüşmesi için bir ön hazırlık olması amaçlanmaktadır.

Bu anlamda okurken keyif almanız dileğiyle!
Angela Lehmann

Hangi saç dökülmesi türleri vardır?

Esas itibarı ile otojen saç transplantasyonu uygulanması veya uygulanmamasına ilişkin kararda etkili olan iki farklı saç dökülmesi (tıbbi olarak alopezi olarak da adlandırılır türü vardır. Bu karar saç dökülmesinin sebebine bağlı olarak verilir.

Saç dökülmesi türlerinden biri geri dönüşümlü alopesilerdir. Geri dönüşümlü ifadesi prensip olarak saç dökülmesinin geri döndürülebilir olmasını yani dış etkenler dolayısıyla kendiliğinden durmasının ve saçların ileride tekrar normal uzamasının beklendiği anlamına gelmektedir.
Bu tür saç dökülmelerine örnek olarak diffüz alopesi verilebilir. Bu tür dökülmeler saçkıran tipi saç dökülmesinin, aksine tüm saçların zayıflamasını yani önden dökülme gibi net sınırlar içinde dökülmeyi değil, tüm saçlarda genel bir azalmayı tanımlarlar. Geri dönüşümlü saç dökülmesinin diğer bir türü de kadınlarda doğum sonrasında görülebilen saç dökülmeleridir. Tiroid bezi disfonksiyonları, sıkı bir diyet, çok fazla A vitamini alımı, diyabet hastalarının yanlış ayarlanması veya talyum, kadmiyum veya cıva gibi ağır metal zehirlenmeleri sonucunda ortaya çıkabilen metabolizma hastalıkları ve değişiklikleri de geri dönüşümlü alopesiye sebep olabilmektedir. Ayrıca kemoterapi almak zorunda kalan insanlarda da geri dönüşümlü saç dökülmesi görülebilmektedir. Bu tip saç dökülmelerinde otojen saç transplantasyonuna gerek yoktur, çünkü prensip olarak saç kaybı tersine döndürülebilir.

Otojen saç transplantasyonunu özellikle geri döndürülemez (yani kalıcı) saç dökülmesi sıkıntısı yaşayan kişiler düşünebilirler. Bu tür alopesilerin de birçok sebebi olabilir. Bu türde en sık görülen alopesi androgenetik alopesidir, burada cinsellik hormonu testosteronun metabolize edilmesine bağlı olarak saç folikülleri zayıflar. Aynı şekilde yaralanmalar, operasyonlar, yanıklar sonucunda oluşan skar oluşumu da, ilgili bölgede geri döndürülemez saç kaybına sebep olabilir. Kişinin kompulsif olarak kendi saçlarını koparması gibi psikolojik rahatsızlıklar da (trikotilomani), kalıcı alopesilere yol açarlar.

Otojen saç transplantasyonu aslında geri dönüşümlü olan, aniden ortaya çıkan ve genellikle tekrar kaybolan kişinin kendi saçlarına gösterdiği bir immün tepki sebebi ile oluşan Areata alopeside de, hastalanan bölgenin yıllar boyunca değişmeden aynı kalması durumunda endike olabilir.

İçindekiler bölümüne geri dön

2 Hangi saçlar otojen saç transplantasyonu için özellikle uygundur?

Genel olarak bilindiği üzere, insan saçları birçok renkte ve şekilde görülebilir ve böylece taşıyıcısının eşsizliğinin bir
sembolüdür. Dolayısıyla saçların görünümü birçok kişinin estetik algısı için önem taşımaktadır. Ancak tüm saçlar
otojen saç transplantasyonu için aynı derecede uygun değildir. Aşağıdaki bölümde size hangi saç tiplerinin saç ekimi için çok uygun olduğuna ilişkin bilgi vermeyi amaçlıyoruz.

Nakledilecek saçların rengini ele alırsak, beyaz yani sarı saçlar otojen saç transplantasyonuna en uygun saçlardır. Bunun sebebi sarışın insanların genellikle daha fazla saç folikülüne ve dolayısıyla daha fazla ekilebilecek saça sahip olmalarıdır. Ayrıca açık renkli saçlarda, koyu renkli saçlara kıyasla sadece az sayıda renk pigmenti bulunur. Böylece transplantasyon durumunda açık renkli saçlar, açık renkli, kel kafa derisi ile baskın bir optik kontrast oluşturmaz ve daha az dikkat çeker.

Diğer bir avantaj da saçların dalgalı, lüleli ve hatta kıvırcık bir yapıda olmasıdır. Böyle bir yapıda nakledilen saçlar görsel olarak daha hacimli görünür ve bu da kafa derisinde alopesi görülen bölgelerin kapatılmasını kolaylaştırır ve hastalar için estetik bir tedavi sonucu sağlar.

Diğer taraftan, açık renkli ve kıvırcık veya lüleli saçların transplantasyonu tedaviyi gerçekleştiren terapist için zor bir görevdir. Bunun sebebi saçların özel bir anatomik yapıya, genellikle elips şeklinde olan saç foliküllerinden uzamasıdır, bu durum çıkartma ve implantasyon uygulamalarında çok yüksek hassasiyet gerektirmektedir. Aynı zamanda Splitting, adı verilen, ince implantların hazırlanması da (bkz. “otojen saç transplantasyonunun sunduğu imkanlar ve sınırları) alınan foliküllerin zedelenmemesi için büyük bir dikkatle gerçekleştirilmelidir, çünkü foliküllerin zedelenmesi folikül kaybına sebep olur.

İçindekiler bölümüne geri dön

En etkin tekli saç transplantatları hangi saç tipleri ile hazırlanabilir?

Sadece bir ya da iki saç telinden oluşan mikro greftler, olarak da adlandırılan ince transplantların hazırlanması için koyu renkli,
düz ve kalın saçlar daha uygundur, çünkü tedaviyi uygulayan operatör depolanan pigmentler sayesinde en kolay bunları görebilir. Aynı zamanda bu saçların folikülleri düzdür ve bu da Splitting (yani saç folikülü içeren doku parçacıklarının bölünmesi) işlemini daha da kolaylaştırır.

Ancak buradaki dezavantaj, kalın telli ve koyu renkli saça sahip insanların, açık renkli, ince telli saçlara sahip insanlara göre daha az saç folikülüne sahip olmasıdır. Sarı, kıvırcık saçların kafa derisinin daha iyi kapatılmasına imkan vermesi yönündeki avantajı da koyu, düz saçlarda dezavantaja dönüşür. Böylece yoğun pigmentli saçlar, genellikle daha açık renk olan kafa derisi üzerinde oldukça baskın görsel bir kontrast oluştururlar. Kafa derisinde daha az saçın bulunduğu bölgeler daha fazla dikkat çeker ve estetik olarak başarılı bir tedavi sonucu elde edilmesi için tedaviyi yürüten operatörün gerekli beceriyi göstermesini gerektirir. Bu baskın kontrast özellikle saç çizgisinde belli olmaktadır.

Aşağıdaki resim Avrupalıların ortalama olarak sahip oldukları saç rengine göre toplam saç folikülü sayısını göstermektedir.

Resim 1: Saç rengine bağlı olarak toplam folikül sayısı. (Kaynak: Kendi görselimiz)

İçindekiler bölümüne geri dön

Seçilen yöntemden bağımsız olarak tüm transplan-tasyonlarda neye dikkat edilmelidir?

Hastaların çoğunda estetik açıdan memnun edici bir sonuca ulaşmak için iki otojen saç transplantasyonu yapılması gerekmektedir.
Bunun sebebi, alınabilen saç nakillerinin sınırlı olması ve ayrıca kolleteral dolaşımın oluşması için belli bir süre ve belli bir yer gerekmesidir.
Bu, alıcı bölgede, yeni nakledilen foliküllerin bir yandan kolayca yerleşebilmesi, diğer taraftan ise ileride saç üretebilmek için yeterince güçlü olabilmesi için alıcı bölgede besleyen, kan dolaşımı gibi fizyolojik bir çevre dolaşımına verilen addır. Alıcı bölgede kolateral dolaşımın oluşması için alan çok küçük seçilirse ya da dokuya dolaşım oluşturmak için yeterli zaman verilmezse dokuda lokal gıda tedariki kesilebilir, bu da ilgili bölgenin ölmesine yol açabilir, bunun sonucunda da nekroz (ölü doku) oluşabilir. Ayrıca her otojen saç transplantasyonu sonrasında yara bölgesinde asgari bir büzülme görülür, bu da alıcı bölgenin iyileşmesinden sonra implantasyon bölgeleri arasında bırakılan mesafenin daha geniş görünmesine sebep olur.
Bu aralık ikinci bir operasyon ile daha estetik bir görünüme kavuşturulabilir.

İçindekiler bölümüne geri dön

Daha ince implantların daha doğal bir sonuç verdiği doğru mudur?

Bu ifade, alın bölgesinde saç çizgisi oluşturulması durumunda kesinlikle doğrudur, diğer durumlarda sadece belli şartlar altında geçerlidir.
Bu, büyük ölçüde saç yapısına, alıcı bölgenin özelliklerine (tümör rezeksiyonu sonrasında operasyonlara bağlı yara dokusu, kafatası yaralanmaları,
yanıklar, enfeksiyonlar, asitle yanmalar vs.) ve alıcı bölgenin hazırlandığı yönteme bağlıdır.

Yoğun lüleli saçlarda üç ila dört tel içeren bir nakilin nakledilmesi avantajlı olabilir, öylece alıcı bölgede de doğal bir lüle oluşabilir.
Bu sırada alıcı bölgenin nakilde kullanılan delici çapının aynısı ile hazırlanması kesinlikle dikkate alınmalıdır. Bunun avantajı, böylece
münferit saçlar arasındaki doğal mesafenin sağlanabilmesidir. Slit Incision adı verilen uygulamada birden fazla saçın nakledilmesi sonucunda
kaçınılmaz şekilde karmaşık bir görüntü ortaya çıkar. Slit Incision bir neşter yardımıyla alıcı bölgede çok küçük kesilerin atılması ve naklin bir
cımbız ile doğrudan bu kesilerin içine yerleştirilmesi yöntemine dayanmaktadır. Bu saç tipinde sadece 1 ya da 2 saç içeren nakillerin nakledilmesi
durumunda yapay bir saç çizgisi kullanıldığı, dolayısıyla görsel olarak saç çelengi ile veya verici bölgeyle uyuşmadığı ve böylece yapay bir etkiye
yol açtığı izlenimi oluşabilir.

İçindekiler bölümüne geri dön

Saçsız kafa derisinin otojen saç transplantasyonu ile kapatılması için en uygun saç tipi hangisidir?

insanların birçoğunun kafalarının üzerinde genetik olarak dairesel olan ve saçların uzaması ile alna doğru uzanan bir döngü vardır. Siyah, düz saçlar daha çok perçemlere ayrılma eğilimi gösterir, bu sebeple saçsız bölgeler kafa derisiyle oluşturulan ek kontrast sayesinde çok daha belirgin bir şekilde görülür. Saç renginden bağımsız olarak dalgalı ve kıvırcık saçlar bir döngüyü ve ayrım çizgisini çok daha iyi örter. Dolayısıyla saçsız bölgeleri örtmek için bu saç tipleri daha avantajlıdır ve bunun da ötesinde görsel olarak ek bir hacim oluştururlar.

Saçların dalgalı veya düz olması sebebi ile elde edilen görsel etki, aşağıdaki görselde farklı saç modelleri uygulanan model üzerinde görülmektedir. Dalgalı saç kafa derisini düz saça göre daha iyi örtmektedir.

Resim 2: Düz (sol) ve dalgalı (sağ) saçların kafa derisinin görülmesi üzerindeki görsel etkisi. (Kaynak: Kendi görselimiz)

Resim 2: Düz (sol) ve dalgalı (sağ) saçların kafa derisinin görülmesi üzerindeki görsel etkisi. (Kaynak: Kendi görselimiz)(Quelle: eigene Darstellung)

İçindekiler bölümüne geri dön

Crosspunch yöntemi ne için geliştirilmiştir ve hangi amaca yöneliktir?

Her zaman nakiller yerleştirilirken saçların doğal çıkış yönünün dikkate alınması gerektiği söylenmektedir.
Ancak bu sadece bazı koşullarda doğrudur, zira oluşan kellik sebebi ile artık aynı durum söz konusu değildir.
Bu, saç dökülmesi sebebi ile saç foliküllerinin sayısının da azaldığı anlamına gelir.
Fakat saç çelenginde halen saçlara ihtiyaç olduğu için mevcut verici bölgelerle ve dolayısıyla kalan mevcut saç folikülleri ile saçsız
bölgeyi mümkün olan en iyi şekilde kapatan, mümkün olduğunca memnun edici bir sonuç elde edilmeye çalışılmalıdır.
Yeni saç transplantasyon yöntemi Crosspunch sayesinde görsel saç gürlüğüne ilişkin sonuç daha da iyileştirilebilir. Bu yeni yöntem, saçsız kafa derisinin daha iyi kapatılmasına yardım eder. Aynı zamanda bu yöntem ile, ilerleyen saç dökülmesi sebebiyle saç çelenginde oluşan saçsız deri şeritlerini azaltmak ve böylece çok baskın görünmesini engellemek de mümkündür.

Resim 3: Crosspunch yöntemi ve saç çelengine etkileri. (Kaynak: Kendi görselimiz)

Resim 3: Crosspunch yöntemi ve saç çelengine etkileri. (Kaynak: Kendi görselimiz)

İçindekiler bölümüne geri dön

Crosspunch yönteminin kullanılabilmesi için saçlar ve alıcı bölge nasıl olmalıdır?

Crosspunch yöntemi özel olarak düz saçlar için geliştirilmiştir ve saçın renginden ve kalınlığından bağımsız olarak uygulanabilir. Bu, dalgalı ve kıvırcık saçların doğal olarak sağladığı etki, Crosspunch sayesinde düz saçlarda da saç çizgisinde kısmen sağlanarak mümkün olmaktadır. Görsel olarak daha iyi olan sonuç, Crosspunch yöntemi ile başın üst kısmındaki alıcı bölgenin ince, uygun açılarla hazırlanması ile elde edilmektedir. Bu uygulama operatörün yüksek becerisini gerektirir, bu sırada saçın yapısı, nakil yüzeyi ve nakillerin hazırlanan alıcı bölgeye titizlikle yerleştirilmesi dikkate alınmalıdır. Saç dibinde doğal bir görünüm elde etmek için saç çizgisinin rekonstrüksiyonunda saç çıkış yönünün doğal yöne uygun olmasına dikkat edilmeli ve Crosspunch yöntemi ancak bundan sonra uygulanmalıdır. Bu sırada Crosspunch kafa derisinin geniş alanlarında, örneğin ön tarafta saç çizgisinden kafanın orta kısmına kadar, orta kısımdan saç döngüsüne kadar ve kafanın üst bölgesinin tümünde uygulanabilir.

Resim 4: Crosspunch yönteminin açıklanması (Kaynak: Kendi görselimiz)

Resim 4: Crosspunch yönteminin açıklanması (Kaynak: Kendi görselimiz)

Resim 5: Operasyon öncesi saç çizgisinden orta kafaya kadar saçsız hasta

Resim 7: Burada 12 ay içinde, Crosspunch tekniği ile gerçekleştirilen 2 operasyon sonrası ulaşılan nihai sonuç gösterilmektedir. Burada 2 operasyonda toplam 1666 greft nakledilmiştir.

Resim 9: Otojen saç transplantasyonundan önce.

Resim 11: Otojen saç transplantasyonundan sonra saç çizgisi.

Resim 11: Otojen saç transplantasyonundan sonra saç çizgisi.

Abbildung 6: Drei Monate nach erster Operation mittels Crosspunch-Technik, unmittelbar vor der zweiten Operation.

Resim 6: Crosspunch tekniği ile gerçekleştirilen ilk operasyondan üç ay sonra, ikinci operasyondan hemen önce.

Resim 8: Burada 12 ay içinde, Crosspunch tekniği ile gerçekleştirilen 2 operasyon sonrası ulaşılan nihai sonuç gösterilmektedir. Burada 2 operasyonda toplam 1666 greft nakledilmiştir.

Resim 8: Burada 12 ay içinde, Crosspunch tekniği ile gerçekleştirilen 2 operasyon sonrası ulaşılan nihai sonuç gösterilmektedir. Burada 2 operasyonda toplam 1666 greft nakledilmiştir.

Resim 10: Crosspunch tekniği ile gerçekleştirilen operasyondan önce

Resim 10: Crosspunch tekniği ile gerçekleştirilen operasyondan önce

Crosspunch yönteminin uygulamasına ilişkin sınırlar önden çift taraflı dökülme veya çok küçük alıcı bölge tedavilerinde ortaya çıkmaktadır. Bu durumlarda Crosspunch sebebi ile yapay yani doğal olmayan bir sonuç izlenimi ortaya çıkabilir. Aynı şekilde bu yöntem kaş rekonstrüksiyonlarında, sakal ve bıyık rekonstrüksiyonlarında da uygun değildir.

İçindekiler bölümüne geri dön

Daha başka sorularınız mı var?

Bu makale ile otojen saç transplantasyonu ve Crosspunch yöntemine ilişkin aklınızdaki bazı soruları yanıtlayabildiğimi umuyorum. Daha fazla sorularınız olması halinde bunları bireysel ve ücretsiz bir görüşme ile aydınlığa kavuşturma imkanı daima mevcuttur. Sizi kliniğimizde selamlamaktan mutluluk duyarım.

Saygılarımla
Angela Lehmann

İçindekiler bölümüne geri dön